Küresel boyutta sarsıcı olaylarla karşıladığımız 2020 yılı, küresel bazda pek çok üzücü deneyimi de yanında getirdi. Yeni tip korona virüsü Covid-19’un ortaya çıkması ile dünya çapında bir salgın hastalığa, aylarca süren orman yangınları ile kocaman bir coğrafyaya ek olarak, birçok canlının ve hatta türlerinin yok oluşuna tanıklık ettik. ABD’de siyahilere yönelik polis şiddeti ise ayrımcılığın gelebileceği seviyeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Tüm dünya bu sarsıcı olaylar karşısında yeniden şekillenirken bu şekillenme hem bireysel hem de toplumsal olarak birtakım sorgulamaları da beraberinde getirdi.

Mayıs ayının sonlarında, ABD’de bir polis memuru tarafından 8 dakika boyunca acımasız bir şekilde boğazına basılarak, insanların gözü önünde ölüme terkedilen George Floyd ise bizlere ‘insan’ denilen varlığın, kendi türü olan ‘insan’ı; dilinden, inancından, cinsel kimliğinden, etnik kökeninden ve fiziksel görünüşünden dolayı ne kadar çok kategorize edip, ötekileştirebildiğini de gösterdi. Bireylerin inançsal, fiziksel, kimliksel farklılıklarından dolayı, psikolojik şiddetin yanında, cinayete kadar varabilen fiziksel şiddete de maruz kaldığının üzücü farkındalığını yaşadık. Cani bir şekilde katledilen Pınar Gültekin de bitmez bir sarmal olan kadın cinayetleri konusunu bir kez daha gündemin yukarılarına taşıyarak ayrımcılıkla savaşmak için her anın ve de atılacak her bir adımın ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha gösterdi hepimize.

George Floyd’un uğradığı şiddetin medyaya yansımasıyla birlikte, tüm dünya ayrımcılığa karşı harekete geçti. Bireyler hashtag’ler ve protestolarla, kurumlar ise yaptıkları çalışmalarla “IRKÇILIĞA, AYRIMCILIĞA HAYIR” diyerek ayrımcılığın önüne geçilmesi ve bu konuda daha çok farkındalık yaratılması için seslerini yükseltti.

SADOUN: HEPİMİZ AMERİKALIYIZ

Publicis Groupe CEO’su Arthur Sadoun da şirketin dünyadaki tüm çalışanlarına yönelik “Hepimiz Amerikalıyız” başlıklı konuşması ile, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı durulması çağrısında bulundu. Irkçılığa ve ayrımcılığa karşı durulması ve tüm bireyler için fırsat eşitliği sağlanması gerektiğini vurgulayan Sadoun, şirket çalışanlarını farkındalığa ve bu farkındalığın artmasına katkı sağlamaya davet etti.

“Hepimiz eylemlerin kelimelerden daha etkili olduğunu biliyoruz, ancak eylemlerin gerçek ve uzun vadeli etkileri yoksa hiçbir şey ifade etmez, bu çok zor” diyen Arthur Sadoun’un çağrısıyla tüm dünyadaki Publicis Groupe çalışanları kendi bünyelerinde bir araya geldi.

Publicis Groupe Türkiye CEO’su İnanç Dedebaş ve tüm Publicis Groupe Türkiye çalışanları da, ayrımcılığa, ötekileştirmeye karşı edinmiş oldukları “AYRIMCILIĞA HAYIR” misyonlarını hem yerel hem bölgesel olarak yaymak, farkındalığı ve ayrımcılığa karşı alınabilecek önlemleri daha da artırmak için iletişimin dönüştürücü gücünü kullanarak girişimler ve çalışmalar yaptı.

Publicis Groupe Türkiye, çalışanlarının ayrımcılığa hem bireysel hem de kurumsal bakış açılarının daha da derinleşebilmesi amacıyla Uluslararası Af Örgütü Türkiye eski Direktörü Murat Çekiç ve Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Doç. Dr. Erdem Yörük’ün ayrımcılığı farklı bakış açılarından ele aldığı online bir sohbet gerçekleştirdi.

Global etki yaratacak kampanya önerileri çıkartmak için tüm çalışanlarının dahil olduğu grup çalışmaları yapan Publicis Groupe Türkiye gerek ayrımcılığa karşı edindiği misyonla gerekse gerçekleştirdiği çalışmalar ile “AYRIMCILIĞA HAYIR” dedi.