Dijitalleşmenin Makroekonomik Etkileri
Accenture, Dijitalleşme Endeksi Raporu’nu yayınladı. Raporda, %81 ve üzerinde puan alan Şirketler “Dijitalleşme Öncüleri” olarak adlandırılıyor. Türkiye’nin puanı ise %61 olarak belirtiliyor ve şirketlerin sadece yüzde 55’i kendilerini dijitalleşme sürecine hazır hissediyor.
Dijital ekonomi çok sayıda “dijital” girdinin toplam ekonomik çıktı içindeki payını ifade ediyor. Bu dijital girdiler, dijital
yetkinlikler, dijital ekipman (donanım, yazılım ve iletişim araçları) ve dijital ara ürün ve hizmetlerden oluşuyor. Rapora göre 2005 yılında dünya ekonomisinin sadece yüzde 15’i dijital iken, bu rakam 2015 yılında yüzde 22’ye ulaşıyor; 2020 yılında ise dijital ekonominin küresel ekonominin yüzde 25’ini oluşturması bekleniyor. Aynı şekilde dijitalleşme, istihdamın yapısal olarak dönüşümünde rol oynuyor. Örneğin yapılan araştırmalara göre, Amerika’da 2000-2008 yılları arasında 5.8 milyon kişinin işini kaybettiğini ve bu rakamın yüzde 80’inin teknoloji ve dijitalleşmenin doğrudan ya da dolaylı etkilerinden kaynaklandığını gösteriyor. Elbette buradan dijitalleşmenin istihdamı azalttığı sonucunu çıkarmamak gerekiyor. Dijitalleşmeyle birlikte istihdamın niteliği değişiyor. OECD tarafından Haziran 2016’da yayımlanan Dijital Ekonomi Raporu’nda bugünün çocuklarının yüzde 65’inin çalışma hayatına başladıklarında henüz keşfedilmemiş işlerde çalışacakları belirtiliyor. İngiltere’de gerçekleştirilen Tech Nation 2016 araştırmasının sonuçlarına göre ise dijital endüstri, ülkede yaklaşık 1,5 milyon yeni istihdam yaratırken bunların yüzde 41’i konvansiyonel sektörlerde gerçekleşti. Bu çarpıcı oran bize dijital teknolojilerin mevcut geleneksel ekonomileri de nasıl dönüştürdüğüne ilişkin son derece önemli bir ipucu sunuyor.
Kaynak: Accenture