Y Jenerasyonu (16-34) Sosyal Medyadaki Markalarla Gerçekten Etkileşim Kuruyor mu?

35 yaş üstü sosyal medya kullanıcıları, sosyal medyada yer alan markaları takip etmeye daha istekli görünüyorlar çünkü yıllar içinde bu markalarla iletişimde tecrübe kazanmış durumdalar. Ancak genç yetişkinler, markalarla hala onlardan daha fazla iletişim kuruyorlar. Millenial’ların (Y Jenerasyonu) markalarla bağ ve arkadaşlık kurmalarındaki hevesleri göze çarpsa da, ortalamanın çok da üzerinde bağ kurdukları görülmüyor.

Barkley tarafından Eylül ayındaki Share.Like.Buy konferansında “American Millenial” adı altında yapılan araştırmada sonuçlar gösterdi ki; bu jenerasyonun (16-34 yaş arası tüketiciler) yarısından fazlası sosyal medyada yer alan markaları takip ediyor. Bu rakam,  yaşı ilerlemiş kullanıcıların üçte birinden biraz fazla.

Service Management Grooup tarafından desteklenen ve Boston Consulting Group’un sponsor olduğu bu araştırmada ayrıca; gençlerin üçte birinin markaların sosyal medyada daha çok yer alması halinde onlarla daha iyi iletişim kurabileceklerini düşündükleri sonucu ortaya çıktı. Bu rakam, yaşı ilerlemiş kullanıcılara göre neredeyse iki kat daha fazla. Ancak halen Y Jenerasyonunun %30’undan fazlası, markaların Facebook ve Twitter gibi sitelerde yer almasının sinir bozucu olduğunu düşünüyor. Bu sonuç ise Y Jenerasyonun, üst jenerasyona (35 – 74) göre sosyal medya pazarlaması konusunda daha az toleranslı olduğunun bir göstergesi.

Barkley araştırmasının bulgularına göre; Y Jenerasyonu, Facebook üzerinde daha çok sayfa “beğeniyor”. Etkileşim oranları da diğer jenerasyonlara göre daha yüksek.

Y Jenerasyonuna mensup neredeyse her 4 kişiden biri (%23.5) günlük olarak Facebook’ta bir markayla iletişime geçerken, bu oran üst jenerasyonda %17’lerde kalıyor. “Millenial”lar haftada 1-6 kez markalarla iletişime geçiyor. Bu değer üst jenerasyonla karşılaştırıldığında %4,4 daha fazla. “Sosyal medyada markalarla hiç iletişime geçmem” diyenlerin oranı ise üst jenerasyonda alt jenerasyona göre iki kat daha yüksek.

Markalar genç tüketicileri kendilerine çekme fırsatına sahipler. Buna ek olarak bir kez kendilerine çektikleri zaman, etkileşime geçme sıklığını artırmak da ellerinde. Her gün bir çok gencin Facebook’ta oturum açtığını, önemli bir oranının ise markalarla daha çok etkileşim kurmak sitediği düşünülürse; her gün güncellenen içeriklerin tüketicileri tekrar tekrar çekmesi çok olası görünüyor. Tabii ki içerik sıkıcı olmadığı sürece.

Kaynak: eMarketer