Gençlerin Medya Tüketimine Dair “GERÇEKLER”
Türkiye nüfusunun yaklaşık % 16’lık bölümünü oluşturan 15-24 yaş arası gençlerin medya tüketim alışkanlıkları gelişen teknolojiyle beraber değişiyor. Bu kuşağın medya ile ilişkisini 3 başlık altında özetlemek mümkün:
EŞ ZAMANLI ÇOKLU-EKRAN
Eskiden ev ödevini yaptıktan sonra oturup televizyon izleyen gençlerin çocukları, şu an en az iki ekrana birden bakarak hayatlarına devam ediyorlar. En sevdiği diziyi izlerken bir yandan da cep telefonundan mesaj yazabiliyor ve/veya internet aracılığıyla düşüncelerini takipçilerine iletebiliyor.
Örneğin favori dizilerinden biri olan “Küçük Sırlar”ı yaz döneminde zirveye taşımalarının ötesinde dizi başlamadan önce, o esnada ve sonrasında yaptıkları yorumlarla, dizinin iletişimini doğal yollarla sürdürmeye devam ediyorlar. Tweet’ler ve Google aramaları TV’deki yayınla beraber tavan yapıyor.
YENİ PRIME TIME ARTIK “ERTESİ GÜN”
İçgüdüsel olarak şımartılmaktan ekstra bir haz duyan insanoğlu, kendini etkisi altına alan popüler magazin programlarının da etkisiyle “like” furyasına kapılmış durumda. Artık yapılmış bir organizasyonun hemen ardından, mekanın ve mekandaki kişilerin fotoğraflarına ve organizasyon hakkındaki yorumlara sosyal medyadan ulaşabiliyorsunuz. Böylece aslında o organizasyonla ilgili deneyimin büyük kısmı “ertesi gün” yaşanıyor ve bu etkiyle birlikte gençler için Prime Time kavramı değişiyor.
“ŞÖHRET-İM”
Gençler, sosyal ağlar aracılığıyla, kendilerini ifade edip dünyanın geri kalanına kim olduklarını anlatmak, tanınmak ve kendi takipçi kitlesini oluşturmak için çabalıyor. Özellikle fikir liderleri ve bilgi yayıcılar olarak tanımladığımız aktif (içerik üretici) kullanıcılar “söylenti iletişimini” de büyük oranda etkileyen grup. Alçakgönüllü değiller, zor beğeniyorlar ve kendilerini stil sahibi, fırsatları değerlendiren ve teknoloji konusunda güncel buluyorlar. Değişime ve yeni deneyimlere açıklar, ayrıca popüler kültür ve trendlerle ilgili içerikleri ilk olarak yaymak isteyen de yine onlar.
Bu gerçekler doğrultusunda, gençlerle iletişimi planlarken birkaç noktayı ince ince tasarlamak gerekiyor:
- Akıllı bir “çok-ekranlı” kampanya kurgusunun gençler üzerinde daha etkili olma şansı yüksek; nitekim genç tüketicinin dikkati artık birden çok ekran üzerinde toplandığından ilgi çekmek için sadece TV ekranı yeterli olmamakta.
- Bağlayıcı, ilgi çekici bir fikrin, kampanya/organizasyon bittikten sonra bile etkisinin süreceği öngörülebilir; dolayısıyla büyük bir marka fikri çevresinde birçok platformu (offline, online, ortam mecrası, vb.) kullanarak, tüketiciye markayı deneyimleme şansı vermek önemli.
- Mecra satın almak (bought media) ve mecra sahibi olmak (owned media) kadar medya kazanımı (earned media) da bir markanın iletişim planının parçası olmalı; konuşmaya, paylaşmaya hazır bir kitle olan gençlerin söylenti iletişimine pozitif katkısı mutlaka değerlendirilmeli.
KIZLAR VE ERKEKLER
Gençlerin medya tüketimleri de kızlar ve erkekler bazında değişiklik göstermekte:
Erkekler teknolojiyi daha erken benimsiyor. Teknolojiyi kurcalama istekleri genelde kızlara göre daha fazla olan erkekler sosyal medyayı daha çok ilgilerini çeken konuları paylaşmak amacıyla kullanıyor. Medya davranışlarını incelediğimizde düzenli birer sinema izleyicisi olmalarının yanısıra, PT ağırlıklı olarak spor programlarını, müzik ve komedi ağırlıklı programları, yarışmaları ve belgeselleri izlemeyi tercih ettiklerini ve dışarıda, özellikle alışveriş merkezlerinde çok vakit geçirdiklerini görüyoruz. Ayrıca aktif olarak internet ve mobil telefon kullanan genç erkekler için eğlence, en yakın arkadaşlarıyla geçirdikleri zaman demek. Bir de bu zaman diliminde konsol oyunları oynayabiliyorlarsa onlar için tam anlamıyla “keyif”i tarif ediyoruz demektir.
Kızlar sosyal ağlarda değer verdikleri konuları paylaşıyor. Dinlediği parçaları ya da erkek arkadaşlarıyla ilgili konuları sosyal medyada paylaşmaktan hoşlanıyorlar. Kendini ifade etmek, yakın arkadaşları tarafından desteklenmek ve beğenilmek onlar için oldukça önemli. SMS hayatlarının önemli bir parçası. Teknolojiyi takipçiler fakat erkeklere göre daha geç benimseyip, hayatlarına daha geç dahil ediyorlar. Medya davranışlarını incelediğimizde, kızlar daha düzenli birer radyo dileyicisi olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca televizyonu akşamüstü ve prime time’ın zirve yaptığı zamanlarda izliyorlar. Genel olarak yerli dizileri, müzik ve komedi ağırlıklı programları ve gündüz kuşağındaki kadın programlarını izlemeyi tercih ediyorlar.