Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 2017 yıl sonu itibariyle Türkiye nüfusu 80 milyon 810 bin 525 iken, bunun 22 milyon 883 bin 288’ini çocuk nüfus oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre; 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun %48,5’ini oluştururken, bu oran 1990 yılında %41,8 ve 2017 yılında %28,3 oldu.
Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2040 yılında %23,3, 2060 yılında %20,4 ve 2080 yılında %19 olacağı öngörüldü.
Dünya nüfusunun 2017 yılında %30,2’sini çocuk nüfus oluşturdu. En yüksek çocuk nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla; %55,8 ile Nijer, %55,1 ile Uganda ve %54,8 ile Mali oldu. Türkiye %28,3 ile 167 ülke arasında en fazla çocuk nüfusa sahip 97’nci ülke oldu.
Çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu il Şanlıurfa oldu
ADNKS sonuçlarına göre; illere göre çocuk nüfus oranı incelendiğinde, 2017 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, %46,7 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini %45,2 ile Şırnak ve %43,7 ile Ağrı izledi. Çocuk nüfus oranı en düşük olan üç il ise sırasıyla %17,2 ile Tunceli, %18,4 ile Edirne ve %19 ile Kırklareli oldu.
Bebeklere konulan en popüler erkek ismi Yusuf, kız ismi Zeynep oldu
ADNKS 2017 yılı sonuçlarına göre; yeni doğan bebeklere konulan en popüler erkek isimleri, Yusuf, Eymen ve Ömer, en popüler kız isimleri ise Zeynep, Elif ve Defne oldu. Son 17 yılda doğan çocuklara verilen en popüler erkek isimlerinin Yusuf, Mustafa, Mehmet; en popüler kız isimlerinin ise Zeynep, Elif ve Yağmur olduğu görüldü.
Çocuk bağımlılık oranı %34,7 oldu
Bir ülkede 15-64 yaş grubundaki çalışma çağındaki her 100 kişinin, bakmakla yükümlü olduğu 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanan yaş bağımlılık oranı, ADNKS sonuçlarına göre; 2017 yılında %47,2 oldu. Yaş grubu 15-64 olan her 100 kişinin, bakmakla yükümlü olduğu 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise %34,7 olarak gerçekleşti.Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk bağımlılık oranının 2023 yılında %33,5, 2050 yılında %28,7 ve 2080 yılında %26,7’ye gerileyeceği öngörüldü.
Her iki bebekten biri sezaryen ile doğdu
Sağlık Bakanlığı verilerine göre; 2002 yılında %21 olan sezaryen doğum oranı 2014 yılında %51, 2015 ve 2016 yıllarında ise %53 oldu.
İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzeye göre; 2016 yılında sezaryen doğumların en yüksek oranda görüldüğü bölge %66 ile TR6 Akdeniz (Antalya, Isparta, Burdur, Adana, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye), en düşük oranda görüldüğü bölge ise %34 ile TRA Kuzeydoğu Anadolu (Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) oldu.
İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı %91,2 oldu
Milli eğitim istatistiklerine göre; ilkokul seviyesinde net okullaşma oranı 2016/’17 öğretim yılında %91,2 oldu. Net okullaşma oranı cinsiyet bazında karşılaştırıldığında, cinsiyetler arasında önemli bir farklılığın olmadığı görüldü.
Eğitim hizmetlerinde en fazla sorun eğitim masraflarında görüldü
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; eğitim hizmetleriyle ilgili yaşanan en büyük sorun eğitim masrafları konusunda oldu. Eğitim masraflarında sorun görenlerin oranı 2017 yılında devlet okullarında %34,8 iken özel okullarda %42,8 oldu.Devlet okullarında 2017 yılında eğitim hizmetleriyle ilgili en az sorun %8,9 ile okula kayıt işlemlerinde yaşanırken, özel okullarda ise en az sorunun %2,1 ile ısınma, temizlik vb. koşullarında yaşandığı görüldü.
Resmi kız çocuk evlilikleri azaldı
Evlenme istatistiklerine göre; 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarındaki resmi evlenmelerin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2013 yılında %6,2 iken 2017 yılında bu oran %4,2’ye düştü.İl bazında incelendiğinde ise 2017 yılında Ağrı ili %16,6’lık oran ile kız çocuk evlenmelerinde en üst sırada yer aldı. Bu ili, %16,1 ile Muş ve %12,3 ile Bitlis izledi. Kız çocuk evlenmelerinin toplam evlenmeler içindeki oranının en düşük olduğu üç il ise sırasıyla; %0,4 ile Tunceli, %1,1 ile Rize ve %1,4 ile Trabzon oldu.
İşgücüne katılma oranı 15-17 yaş grubundaki çocuklarda %20,3 oldu
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2016 yılında 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı %20,8 iken, bu oran 2017 yılında %20,3 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranlarına cinsiyet bazında bakıldığında, 2016 yılında işgücüne katılma oranı erkek çocuklarında %27,8 iken aynı oran kız çocuklarında %13,4 olarak gerçekleşti. Bu oran 2017 yılında ise erkek çocuklarında %28,5 iken, kız çocuklarında %11,8 oldu.
Yaş grubu 0-6 olan çocuklarda en fazla üst solunum yolu enfeksiyonu görüldü
Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre; 0-6 yaş grubundaki çocukların son 6 ay içinde geçirdiği sağlık sorunları incelendiğinde, üst solunum yolu enfeksiyonu en fazla görülen hastalık oldu. Çocuklarının son altı ay içinde üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiğini söyleyenlerin oranı 2014 yılında %41,9 iken 2016 yılında %42,6 olarak gerçekleşti.Bu yaş grubunda 2016 yılında ikinci olarak en sık görülen hastalık %32,3’lük oran ile ishal olurken, çocukların en az geçirdiği hastalık %1,8’lik oran ile D vitamini eksikliğine bağlı kemik bozuklukları (raşitizm) hastalığı oldu.
Çocuklar en fazla dışsal yaralanma ve zehirlenmeler sonucu hayatını kaybetti
Ölüm nedeni istatistiklerine göre; 1-17 yaş grubunda en fazla çocuk ölümleri, dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleşti. Söz konusu nedenle hayatını kaybeden, 1-17 yaş grubundaki çocuk ölüm sayısı 2015 yılında 2 bin 82 iken, 2016 yılında bin 942 kişiye düştü. Sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları ise 1-17 yaş grubundaki çocuklarda ikinci en yüksek ölüm nedeni oldu. Bu yaş grubunda 2015 yılında 989 çocuk, 2016 yılında ise bin 60 çocuk sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti.
Trafik kazası sonucu yaşamını yitiren çocukların oranı 2016 yılında %10,4 oldu
Karayolu trafik kaza istatistiklerine göre; 2016 yılında gerçekleşen trafik kazalarının %15,7’si ölüm ya da yaralanma ile sonuçlandı. Bu kazalarda toplam 7 bin 300 kişi yaşamını yitirirken bunlardan 760’ını çocuklar oluşturdu. Yaşamını yitiren çocukların yaş grubu dağılımına bakıldığında, gerçekleşen çocuk ölümlerinin %44,6’sının 0-9 yaş grubunda, %20,9’unun 10-14 yaş grubunda ve %34,5’inin ise 15-17 yaş grubunda olduğu görüldü.
Kaynak: TÜİK