Platform Dünyasında Var Olmak
Sayısı her gün çoğalan platformların hayatımızda dokunmadıkları bir alan neredeyse kalmadı. Tatil planlamasından alışverişin her türüne, yemek siparişinden eğlence ve içeriğe, eğitimden sağlığa birçok alanda dijital platformlarla etkileşim halindeyiz.
Peki platform denildiğinde ne anlıyoruz?
Genel olarak platformları iki ya da daha fazla grubun arasındaki transferi kolaylaştırarak değer yaratan sistemler olarak tanımlıyoruz.
İş modelleri açısından değerlendirildiğinde transferi yapılan ürün ve/ya hizmetlerin kapsamı platformları da kendi içinde ayrıştırıyor. E-ticaret siteleri, pazaryerleri satılan ürünü alıcıyla biraraya getiren satış platformlarıyken; Uber, Airbnb, Yemeksepeti gibi platformlar kullanıcıları ve hizmet sağlayıcıları arasında aracılık etmeleri nedeniyle “aracılık platformu” olarak niteleniyor.
Platformları güçlü kılan ortak unsurlar nelerdir?
Bu unsurların başında veri zenginliği ve derinliği geliyor. Platformlar kullanıcılarının tercih ve davranışları üzerinden çok derin profilleme yapabilme ve tüketici segmentlerini ayrıştırabilme gücüne sahipler. Makine öğrenmesi ve algoritmaların gücüyle, daha da derinlemesine tanıdıkları kullanıcılarına, gün geçtikçe daha kişiselleştirilmiş ürünler, çözümler, fırsatlar sunabilir hale geliyorlar. Kişiselleştirmeyle birlikte kullanıcısı ile platform arasındaki değer yaratımı da güçlenmiş oluyor, kullanıcının platformla geçirdiği zaman da artıyor.
Platformların diğer bir özelliği ise “network – ağ” etkisi yaratma kapasiteleri. Öncelikle platformların değer vaadini ortaya koyabilmesi için kritik kullanıcı kitlesine hızla ulaşmaları gerekmekte. Kullanıcı sayısının artmasıyla birlikte bir yandan arz -talep eşleşmesi kolaylaşırken, diğer yanda her yeni kullanıcı, her yeni etkileşimle birlikte artan değerden tüm kullanıcılar faydalanıyor.
Bir ürün ya da hizmete ulaşmak için “aracı” unsurunu ortadan kaldırıyor olmaları da platformların öne çıkan özelliklerinden. Paylaşım ekonomisi yaratan platformlar sayesinde bir ürün ya da hizmete daha uygun fiyat ya da şartlarla ulaşmak, ek ya da pasif gelir üretmek, fırsatlar yaratmak mümkün.
Öte yandan platformların faaliyet gösterdikleri alan içerisinde hızla monopolleşme potansiyeli taşımaları, oyun kurucu rolleri ve piyasaya müdahale kapasiteleri de platformlar dünyasında rekabet eden markaların hayatını oldukça zorlaştırıyor.
Peki, markaların platform dünyasında varlıklarını sürdürebilmek için neye ihtiyaçları var?
Dijital dönüşüm süreçlerine yatırım yapmaya başlayan markalar hızla kendi platformalarını yaratmayı önceliklendiriyorlar. İster satış, ister içerik, ister sadakat platformuyla olsun, çerezlerin olmadığı bir dünyada daha da önemli konuma gelecek olan birinci parti datanın toplanması, platform dünyasında var olabilmenin ön şartlarından biri. Çerezler üzerinden cihazları hedeflemek yerine gerçek tüketici ilgi ve davranışları üzerinden hedeflemelerin yapılabildiği ve iletişimin de kişiselleştirilebildiği noktada markalar “platform gibi” davranarak daha fazla değer yaratabiliyor olacaklar. Veri analitiğine yoğunlaşarak, aynı platformlarda olduğu gibi, tüketicisini ve onun karar yolculuğunu derinlemesine tanıyan ve iş kararlarını veri analitiğine dayandıran markalar hep bir adım önde olacaklar. Bu aşamada, bir kritik unsur da gerçek zamanlılık ve çeviklik. Geleneksek bir yönetim yaklaşımı ve doğrusal süreçlerle bu dönüşümü yönetmeye çalışmak platformların hızlı, çevik, değişen pazar ve tüketici dinamiklerine kolay adapte olan dünyasında etkisiz kalacaktır.
Bu yüzden, markaları dönüşüm yolculuklarında destekleyen iletişim partnerleri olarak biz de gerçek zamanlılık, esneklik ve çeviklik kriterlerine göre yapılandık, silolar yerine bağlantılı karar süreçlerini besleyecek şekilde organize olduk ve de data & teknoloji ekseninde liderlik almayı hedefledik.