Üst
Connected One / Featured  / Z Jenerasyonu Neye Önem Veriyor?

Z Jenerasyonu Neye Önem Veriyor?

Northeastern Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olarak çalışan Lisa Feldman Barrett, geçtiğimiz hafta son derece zorlu bir sunum yaptı ve duyguların çevremizdeki dünyaya gösterilen tepkiler değil de dünyanın kendisi olduğunu savundu. Ve Wired Live’ı bilimsel bir gerçek olarak gösterdi. Barrett’in konuyla ilgili yaptığı bilimsel araştırmalar, duyguların beynimizin içsel hisler hakkındaki açıklamalardan başka bir şey olmadığını gösteriyor.

Durum buysa; teknoloji şirketleri, yalnızca yüz hatları, ifade ve hareketimizle ilgili 300 referans noktasına dayanan duygularımızı algılayabilir ve belki de tahmin edebileceklerini iddia edebilirler. Ama daha fazlasını garanti edemezler. Yani insanların duygularını ham biyometri ile doğru bir şekilde ‘okumak’ mümkün değil.

Haftanın başında işyerinde duygu konusunu tartışan bir kahvaltı toplantısında konuşurken kendimi buldum. Bireylerin refah ve keyif odaklı çalışmalarına odaklanan yazılımı sağlayan Open Blend’in ev sahipliğinde, duyguları yeniden konuştuk. American Express’in İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Sonia Cargen “dürüst ve açık konuşmalar”ın her çalışanın bütünselliği açısından önem taşıdığının altını çizdi.

Madem öyle biraz daha açık konuşursak: Dünya Ekonomik Forumu, 2020’de  işyerinde en çok ihtiyaç duyulan en iyi 20 beceriyi öngördü. Ve listenin başına “karmaşık problemleri çözebilmek”, “eleştirel düşünmek” ve “yaratıcılık” becerilerini koydu. Öncelikle, listeye baktığımızda ilk sırada yer alan beceriler için insan gerekiyor, teknolojik bir ürün ya da geliştirilmiş yapay bir zeka değil.

İkincisi, yüz yüze görüşme ve kişisel etkileşimin duygusal geribildirim sistemiyle tamamlanacağını düşünürsek Z jenerasyonunun bunu nasıl karşılayacağından emin değilim.

Duygusal zekanın zor sorusu

Henüz listede yer almasa da 2020’ye kadar en önemli 10 beceriden biri olacağını tahmin ettiğimiz duygusal zeka da ayrıca dikkat çekiyor. Sadece kendimizi önemsemek yerine çevremizdeki insanlarla da daha iyi ilişkiler kurmak çok daha önem kazanacak. İşyerinde hala duygusal zeka ile ilgili konuşmak çok zor. Çünkü kırılmaz ve maalesef ki yerleşmiş bir düşünce fazlasıyla hakim: Kadınlar erkeklerden çok daha duygusal. Bunu kadınların yetkilendirilmesi ya da başa geçmesi ile ilgili konuların çoğunda geçerli bir nedenmişçesine sıklıkla duyuyorum. Halbuki kadınlar erkeklerden daha duygusal değiller. Barrett’ın araştırmasına göre daha yuvarlak yüz hatlarına sahip olan kadınlar tıpkı çocuklarla benzer görüntü özelliklerine sahip oldukları için böyle bir kanı hakim.

Z Jenerasyonu için rahat hissetmek, iyi performans göstermeleri ve geleceğin işyerinde rahat olmaları için tüm profesyonel alanlarda toplumsal cinsiyete dayalı yeni düşünce kavramlarını tam olarak yerleştirmemiz gerekliliğini doğuruyor. Ve eğer duygularımızın, beynimizin iç duyumlarımıza yönelik açıklamalardan başka bir şey olmadığı doğruysa, içsel duygularımız ve bunların ne anlama geldiği hakkında konuşmak daha iyi olur. Sonuçta, başka bir insanla konuşmak, kesinlikle bir makinenin tahmininden daha iyidir.

 

Kaynak: Campaign Türkiye

Business Intelligence

Starcom Mediavest Group Business Intelligence, data analizi ve tüketici içgörüsü alanlarında hizmet veren SMG birimidir. Reklam yatırımıyla elde edilen değerin ölçülmesi ve maksimize edilmesini amaçlar.

Top